top of page

Trendler ve Kodlama

Güncelleme tarihi: 25 Oca 2019

Yine bir facebook paylaşımımdan:

Her ne kadar yazılarımda herhangi bir eğitim kurumunu, adını da vererek kötülemek niyetim olmasa da, eğitim kurumlarının reklamlarının, hele hele "geleceğin dili kodlama- 5 yaşından itibaren kodlama öğretiyoruz" diyip binaları buna dair görsellerle giydiren bir okuldan bahsetmeden edemeyeceğim. Bahçeşehir okulları benim bildiğim kadarıyla bu konuda öncülük yapmıştır. Başka okulların da sloganlarında dillendirdiği erken yaşta kodlama eğitimi, robot yapımı hakkında fikirlerinizi almak istiyorum.

Çocuklar oyun oynasın, çoğu zaman amaçsız, malzemeyi, mekaniği keşfetsin, duygularını dolu dolu yaşasın istiyorum ben.

Bizim ülkemizde ise hep birşeyler trend oluyor, bir ara mental aritmetik trenddi, zeka oyunları dersi, Montessori eğitimi, Mangala oyunu, masal anlatıcılığı eğitimi, çocuklarla felsefe..Ve bu ülkede bunların eğitmen eğitimi için, malzemeler ve çocukların katılımı için b ödenen paralar..Hepsinin ayrı ayrı yararları var tabii , ama hepsi birbirinden kopuk, gerçek oyundan, yaşamdan kopuk, toplumsal fayda değil, bireysel başarı vaad ediyor genelde, bunun dışında hep bir yarışmacılık hakim. Özellikle akıl oyunları eğitiminin pedagojik açıdan ne derece yanlış verildiğini gözlemlemekteyim. Müdahale edememek, nasıl oluru gösterememek ise en kötüsü, sanki o oyunları satmak için bir düzen kurulmuş. Özel eğitim kurumları ise kendilerinin sunduğu o bireysel gelişim ve başarıya giden yol ve yöntemler, eğitim araçları arasında kendilerininkinin en iyisi olduğuna kişileri reklamlarla, çeşitli pazarlama yöntemleriyle ikna ediyorlar. Bana öyle geliyor ki, bütünü göremiyoruz, fabrika ayarlarımızı gözardı ediyoruz, oyunun korkuları yenmekten tutun, özgüveni kazamaya kadar neler nelere iyi gelebileceğini, neleri keşfedebileceğini bilemiyoruz, daha doğrusu oyunu bilemiyoruz, hatta farkına varmadan oynama hallerimizi de. Sonuçta ."Homo ludens(oynayan insan) homo oeconomicus ın kolonial şekilde hakimiyet kurmalarına direnmeliler."diyorum Prof. Gerald Hüther'in "Rettet das Spiel- Oyunu kurtarın"da dediği gibi, ve "Digital Demans" a karşı direnmeli, Prof. Manfred Spitzer'in dediği gibi.

Ya siz ne diyorsunuz? Ha diyorsanız ki, Türkiye'de, dünyada neler oluyor, bir de bunlarla mı uğraşacağız?

İşte tam da bu yüzden, bize sunulan, hatta gözümüze sokulan çeşitliliği, farklı görüşleri göremediğimiz, gündeme kilitlendiğimizden, TEMEL sorunları ve bu sorunlarda ve onlarla başetmede her birimizin payına düşeni bilemediğimizden, özellikle Türkiye olarak gündemimiz bu durumda, ve bu gündem hiç iç açıcı, umut verici değil.




6 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page